İkinci dünya Savaşı’nın son günlerinde bir Rus askerini evlerinde saklayan Alman kadın ve kızını konu alan güzel bir oyun.
Salona girdiğimde, dekoru gördüğüm zaman, güzel bir oyun olmalı diye düşündüm. Sahne dekorunu çok beğendim.
Güzel bir oyundu. Ben de kardeşim de oyunu da oyuncuları da çok beğendik. Seyirciler cansızdı ve salon boştu, coşkulu ve tiyatro sever bir salon yoktu . Biletlerimizi satışa çıkar çıkmaz aldığımız için ön sıralardan izledik, tiyatroyu önden izlemek müthiş oluyor, oyuncuların mimiklerini görmek oyunun etkisini daha da güçlendiriyor.
Oyuncular harikaydı, her birinin performansı süperdi. Rus asker rolündeki Kutay Şahin, savaş sırasında bozulmuş psikolojisini, ezilmişliğini, tedirginliğini çok iyi yansıttı. Ev sahibesi Alman kadın rolündeki Mine Tüfekçioğlu da harikaydı. Dedikoducu yaşlı teyze rolündeki Suna Selen’i beğenirim bir oyunda onu canlı izlemek beni mutlu etti. Savaşa giden erkeklerin döndüklerinde yarım insan olduklarını espirili dille anlatması güzeldi. ‘Savaştan sonra bir erkeği yatağıma aldım, vücut olarak aynıydı, hasar yoktu, fakat psikolojisi aynı değildi. Bacağa kola protez yapılır ama bir erkeğin yüreği yaralandıysa onun tedavisi yoktur’ tarzında bir şeyler söyledi. Güzel bir replikti yüreği sakatlanmış bir erkeğin tedavisinin olmadığı doğru olmalı. Savaşın kaybedenlerinin halk olduğunu güzel anlattı oyun. Ve hep savaş var hep olacak diye düşündürdü bana. İpek Büyükakın ‘ın oyundaki karakterine gıcık oldum, kötü karakterli, bencil, kıskanç, başkalarının zayıflıklarından kendine çıkar sağlayan evin kızını güzel canlandırdı.
1 perde /1 saat 20 dakika
Yazan: Vera Kissel
Oyuncular:
Mine Tüfekçioğlu
İpek Büyükakın
Kutay Şahin
Mehlika Balkan
Sevinç Erol
Suna Selen
Tuba Karabey
İdil Arıkan
Bilet ve gösteri takvimi için İstanbul Devlet Tiyatroları
Sahne dekoru çok hoşuma gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder